Bilemiyorum bu beni benden alıp götüren sonrada geri getirmeyi unutan şeyi.Açıkçası pekte anlam veremiyorum olan bitene.Sadece yaşadım,yaşıyorum ve yaşayacağım diyorum.Ve biliyorum birgün değişecek birçok şey.Kendimi bulacağım ve belkide tekrar kaybetmemek üzere sahipleneceğim onu sonsuza dek.Ve biliyorum ki kendimi kaybettiğimde bana sırt dönenler ne yanımda olabilecekler ne de yakınımda.
Hani derler ya dostluk ayrıdır falan diye.Gerçekten ayrıdır dostluk ama dost olmayı bilene,bilenle.Çok sevdiğim dostlarım var,çok iyi dostluklarım var uzun geçmişi olan bir yandanda yeni dostluklarım var.Belkide eskilerinden daha iyi olabilecek.
Eski arkadaşlıklarım var kimisi kaybedilmiş,yitirilmiş,bağları kopmuş;kimisi her geçen gün dahada bir sağlamlaşan.Ve her geçen gün bir şey öğreniyorum arkadaşlık adına.Kimi zaman alttan almayı,kimi zaman tabiri caizse trip atmayı.Ve geçiriyorum zamanı kimi zaman bir arkadaşla sohbetle kimi zamansa kendimle.
Çok şey var yeni hayatımın kattığı.Çok insan,çok farklı bir yaşam tarzı,çok farklı bir benlik..Herşey çok farklı ilerliyor aslında ve bazen kayboluyorum bu yenilikler arasında.Bazen tutunacak bir dal arıyorum bazen tutunuyorum bazense istemeden o dalı kırıyorum.
Değişiyorum zamanla ve kimi zaman eleştiriliyorum kimi zamansa kendimi eleştiriyorum.Ve biliyorum bazen bir eleştiri eleştiri olmaktan çıkıp aslında başlıca bir sorunun kaynağı haline geliyor.Düşünüp iniyorum o kaynağa kimi zaman kaynağın akıntısına kapılıp boğuluyorum kimi zamansa içimden kurtulup kendime kızıyorum sebepsizce.
Ben bile anlamıyorum kendimi bazen.Bir anda bir ruh haline bürünüp kendimden geçiyorum,bazense kendinden emin ne yaptığını bilen dediğim dedik biri oluyorum.Çok değişken bir ruh haline bürünüp ne kendimi anlayabiliyorum ne de anlatabiliyorum.
Kimi zamansa geçmişin derin ve karanlık suları boğuyor beni,içinde kaybediyor tüm enerjimi elimden alıyor.Geçmişte yaşadıklarım,yaşamak zorunda kaldıklarım belki yaşamak zorunda bırakıldıklarımı düşündükçe deliriyor kendini frenleyemez hale geliyorum.Bazense geçmişin bir diğer yüzü olan orman içinde,yanından küçük bir çay akan tahta evimden bakıyorum hayata.İşte o zaman yaşadıklarımında kıymetini bilmeye başlıyorum.
O kadar değişkenimki bu yazıya başlarken bile nereden girdim nereden çıktım.Belkide tek eksik noktam sabit duramamak ve kararlı olamamak.Çok değer verdiğim biri bunla ilgili birşeyler söylemişti yıllar önce
“Arabayla son sürat gidiyorsun ve bir anda karşına çocuklu bir kadın çıktı.Ya kadına çarpacaksın ya da duvara.Hangisini seçerdin diye sordu.Bense karar veremedim.Ne kendime kıyabiliyordum ne de çocuk ile kadına.Bu kararsızlığımı fark etti ve eğer kararsız olursan ne yapacağını bilemez önce kadınla çocuğa çarpar sonrada şoka girip duvara çarparsın” demişti
Şimdi o kararsızlığımdan kurtulmak için ya kadına çarpacağım ya duvara.Ve bu sefer emin olacağım kendimden ve kararımdan…