#EvdeKal – 262. Gün

#EvdeKal – 262. Gün

Keyifli bir perşembe gününden herkese merhabalar, umarım her şey yolunda ve güzel gidiyordur.

Günden güne değişiyoruz, kimi zaman gelişiyoruz kimi zamansa bazı kaslarımızın güçsüzleştiğini hissediyoruz. Her seferinde dönüp de geriye baktığımızda bir çok şeyin muhasebesini yapıyoruz.

Bazen öyle bir an yaşıyoruz ki sadece tek bir kelime tüm bakış açımızı, inanışlarımızı ya da belirlediğimiz personaları sorgulamamıza ve bazen de onları yıkmamıza sebep oluyor.

Bu anlarda fark ediyoruz ki bazı mücadeleleri vermek anlamsızmış ve bazen o mücadeleleri veriyorken “neyin mücadelesini veriyorum ben” diye sorabilmeliymişiz kendimize.

Elbette bu muhasebeleri yaparken soruların ya da sorunların, doğruların ya da yanlışların içerisinde kaybolmamak gerekiyor. Böyle durumlarla yüzleşmeye başladığımda ve kaybolmaya başladığımı hissettiğim anda kendime hep “Dün dünde kaldı cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım” diyorum. Zira dün dünde kaldı.


Günün Videoları

Canın ne istiyorsa onu yapacaksın ama o yapacağın şey başkasına zarar vermeyecek, canını yakmayacak

Hep mutlu olunamaz, bazen sıkıntılar da olabilir. Onlarla yaşamak gerek

En mühim şey dosttur. İyi dost edinmek, onlarla kalmak mühim şey. Bunun için de gerektiğinde fedakarlıklar yapmak gerekir.

Aklını kullan deme kimseye, aklını kullan ne demek

İnsanların robotlaştırıldığı, robotların da insanlaştırılmaya çalışıldığı bir çağda yaşıyoruz.

Dünya cennet olmayacaktır bunları yapmakla ama bu kadar insan öldürülmeyecek, denizlerde boğulmayacak, aç kalmayacak

Bir dostun olmamasıdır yalnızlık, bir dostun varsa yalnız değilsin. Hafta evde sonu tek kalmak yalnızlık değil.


Günün Makaleleri

Yarısı dolu, yarısı boş bardağa uzaktan bakmak: https://www.gazeteduvar.com.tr/yarisi-dolu-yarisi-bos-bardaga-uzaktan-bakmak-makale-1505991

Dolu tarafına odaklanmayı zorlamak değilse de, bardağa uzaktan bakmak belki. Rus klasikleri için yapılan meşhur tespiti hatırlatmıştı: Edebiyat tarihinin o şahikalarının yazılmasını sağlayan, çarlık döneminin berbat atmosferiydi, devrimden sonra onlar gibisi yazılamadı.

“Gençken her şey belirsizdir, merak edersiniz nasıl bir hayatım olacak, neler yapabileceğim, kime âşık olacağım, çocuklarım olacak mı… Oysa yaşınız ilerledikçe bunlar bir bir belirli hale gelir; en sonunda geriye o hem mutlak belirli hem de mutlak belirsiz olan son adım kalıncaya kadar. Ama hayat orada bile hep bir olasılıklar dizisidir. Ve siz, önünüzde bir taneden fazla olasılık, yani bir taneden fazla belirsizlik gördüğünüz ölçüde ‘genç’sinizdir.”

“Hep böyleydi” demek izansızlık olurdu ama bugün başlamamıştı. İnsanlık tarihinin en talihsizleri gibi hissetmek, bu çağın cefasına bir anlam katıyor gibiyse de, “her şey” bizi bulmamıştı. Zaten başlamış bir hikâyenin belki bir dönemecine denk gelmiştik.

‘Fırsat Maliyeti’ Akıl Modeli | Bir Ömre Farklı Hayatlar Sığdırmanın Önemi: https://www.modernbilgelik.com/post/firsatmaliyeti

Hayatımızı renklendirerek yeni deneyimler elde etmek ve enerjimizi orantılı bir şekilde dağıtmak fırsat maliyetini düşürebilir.

Fırsat maliyeti kaçınılmaz, dolayısıyla, ne zaman sonlanacağını bilmediğimiz ömrümüze farklı hayatlar sığdırarak fırsat maliyetimizi minimuma indirebiliriz.

“Başarı, mutluluğun sadece bir öğesidir ve eğer diğer öğelerin tamamının feda edilmesi pahasına elde edilmişse, çok pahalıya mal olmuş demektir.” Bertrand Russell

The madness and mindfulness of remote working: https://aybil-55959.medium.com/the-madness-and-mindfulness-of-remote-working-55a84c94c9f8

Currently, we do not have a path to lead us to the other side. We have no idea where it all leads, if it leads anywhere. We are stuck in betwixt and between. If we agree on anything, it’s that we all seem to be over this mandatory social experiment.

In our pre-pandemic lives, we had grown used to the separation of work and home. It didn’t always work, but the aim was to have some private time for ourselves, a good pace of duties, and adequate space for play.

We learn by observing culture, experiencing enculturation, or conforming to corporate expectations, visible or invisible. Periodically we are expected to attend corporate events and workshops where we were supposed to internalize the tangible and intangible corporate culture. At least, that was the goal.