Birkaç ay önce bir arkadaşımın tweetleri arasında gördüğüm ancak o dönem pek vakit bulamadığım için izleyemediğim sonrasında ise 1 günde ilk sezonunu bitirdiğim bu güzide diziyi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Elbette öncelikli olarak dini yargılardan uzak bir şekilde izlenmesini tavsiye edeceğim aksi taktirde şeytan sempatik gösterilmiş falan gibi bir takım yorumlar yapılabiliyor. Bunun bir hayal ürünü olduğunu unutmadan izlemek gerektiğini dip not olarak düşmüş olalım.
Gelelim şimdi Lucifer reyize..
Cehennemin Tanrılığından bıkan mutsuz Lucifer (Şeytan), Los Angeles’ın ihtişamlı ve ışıltılı deliliği uğruna hakimiyetini sürdüğü cehennemi terk edip, bu şehirde Lux adında bir bar açıp artık fani bir yaşam sürmek ister.Fakat abisi(melek) ve babası(tanrı) onu rahat bırakmaz.
Lucifer Morningstar adıyla Dünya’ya yerleşen ve Dünya’daki şehvetin tadına bakmak isteyen bu abimiz her insanı kolaylıkla etkileyebilmekte ve her yerde hemen dikkat çekmektedir. Taa ki bu ablamızla tanışana kadar.
Ablamız Chloe Decker. Kendisi bir polis olup ilk bölümde bir olay üzerine Lucifer’le tanışır. Sonrasında zaten Lucifer’in saplantısı haline gelir. Çünkü etkileyemediği tek insandır.
Mazikeen ise Lucifer’in koruyucusu, dostu falan. Garip bir ilişkileri var açıkçası. Dünya ona çok iyi gelmiş. Cehennem’deki hali pek hoş değil 🙁
Tabiki onu görevine geri döndürmek için kendini parçalayan kardeşi Amenadiel’den bahsetmemek de olmaz.
Dizide hep böyle fırlama bir karakter olan Lucifer elbette arada bir sinirleniyor da. Ve sinirlenince de aşağıdaki iki gifteki gibi bir hal alıyor..
Dizinin hem aksiyon hem fantastik yanının kuvvetli olmasının yanı sıra müzikler de gayet güzel bir şekilde ayarlanmış. Dolayısıyla da akış içerisinde çok yüksek bir seyir zevki yaşamanız mümkün. Elbette bahsedilecek onlarca şey var ancak Spoiler olsun istemediğim için de pek bir ayrıntı vermeden basitçe anlatmaya çalıştım. Elbette Spoiler dolu bir yazı daha mutlaka gelecek 😀
[imdb id=”tt4052886″]