Ölmeden Önce Okunması Gereken Fantastik Seriler
1.Kral Katili Güncesi,
Benim Adım Kvothe
Fantastik kurgu edebiyatının eşsiz bir masalı, bir kahramanın kendi ağzıyla anlattığı öyküsü işte böyle başlıyor. Bir keder öyküsü bu… bir kurtuluş öyküsü… bir adamın evrenin anlamını arayışının ve gerek o arayışın gerekse de onu sürdürmesini sağlayan gem vurulamaz iradenin bir efsaneye dönüşmesinin öyküsü…
2.Fırtınaışığı Arşivi,Brandon Sanderson
Son Issızlık’tan önceki günlerin özlemini çekiyorum.
Elçiler’in bizi terk etmesinden ve Parlayan Şövalyeler’in bize karşı dönmesinden önceki çağın. Dünyada hâlâ büyünün ve insanoğlunun kalbinde de onurun olduğu zamanın…
Dünyayı ele geçirdik ve sonra da onu kaybettik. Görünüşe göre insan ruhu için hiçbir şey zaferin kendisinden daha zorlu değil.
Yoksa o zafer, en başından beri bir aldatmacadan başka bir şey değil miydi? Onlar ne kadar zorlu savaşırsa, direnişimizin de o kadar güçlendiğini mi fark etti düşmanlarımız? Belki de ısı ve çekicin sadece daha kaliteli kılıçları mümkün kıldığını gördüler. Ama çeliği yeteri kadar uzun bir süre boyunca bırakırsan, eninde sonunda paslanıp gider.
3.Buz ve Ateşin Şarkısı,George R. R. Martin
Yazların on yıllar, kışların bir insan ömrü sürebildiği diyarda, dehşetli ve soğuk zamanlar yaklaşmaktadır. Kışyarı’nın kuzeyindeki buzul topraklarda, Yedi Krallık’ı koruyan Sur’un ötesinde tehditkâr doğaüstü güçler toplanmaktadır. Savaşın tam ortasında, doğdukları topraklar kadar sert, boyun eğmez Starklar vardır. Acımasız soğuğun hüküm sürdüğü kuzeyden, uzak güneydeki sıcak zevk yurduna uzanan, leydiler, lordlar, savaşçılar, büyücüler ve katillerle dolu öykü, korkunç kehanetlerin işaret ettiği bir devirde başlamaktadır. Komplo, trajedi, ihanet, zafer ve dehşet dolu olayların ortasında Starklar’ın, dostlarının ve düşmanlarının kaderi bıçak sırtındadır. Hedef, en ölümcül savaş olan taht oyununda muzaffer olmaktır.
George R. R. Martin türünün sınırlarını zorladığı Taht Oyunları ile bir şaheser ortaya koyuyor. Dünyanın dört bir yanındaki fantastik edebiyat okurlarını kesinlikle memnun edecek epik serinin ilk cildi gizem, entrika, aşk ve macera dolu sayfalarıyla büyülüyor. Kendisinden her zaman en iyi işleri beklediğim George R. R. Martin beni asla şaşırtmıyor.
Sevebileceğiniz Yazı:
4.Yüzüklerin Efendisi ,
Yüzüklerin Efendisi’ son yüzyılın en çok okunan yüz kitabı arasında en başta geliyor; bilimkurgu, fantezi, polisiye, best-seller ya da ana akım demeden, tüm edebiyat türleri arasında tartışmasız bir önderliğe sahip. Bir açıdan bakarsanız bir fantezi romanı, başka bir açıdan baktığınızda, insanlık durumu, sorumluluk, iktidar ve savaş üzerine bir roman. Bir yolculuk, bir büyüme öyküsü; fedakârlık ve dostluk üzerine, hırs ve ihanet üzerine bir roman.
5.Gece Meleği Üçlemesi,
Hayatta kalabilmek için neler yapardınız? Bilseniz, siz bile şaşırırdınız!
Durzo Blint için suikast bir sanattı.Ve o, şehrin en usta sanatçısıydı.
Azoth için hayatta kalmak çok zordu. Tehlike peşini asla bırakmıyordu. Kendini bildi bileli kenar mahallelerde yaşadı ve insanları hemen tanımayı, risk almayı öğrendi. Durzo Blint’in yardımcısı olmak, belki de aldığı en büyük riskti.
Azoth, kendini kabul ettirebilmek için eski hayatını geride bırakıp yeni bir kimlik ve isimle hayatına devam etmeliydi. Kylar Stern olarak, tehlikeli kurallar ve tuhaf büyülerle dolu yeni hayatında ölüme yakın durmaya alışmalıydı.
6.Altın Pusula Dizisi,
Bizimkine parallel bir dünyada, on iki yaşındaki didişken Lyra ile cini Pantalaimon, bildiğimiz Oxford’da farklı ama yine de tanınabilen bir Oxford’da yaşar. Bir akşam, Lyra’nın amcası Lord Asriel okulu ziyarete gelir. Lyra ile cini, onun hocalarla yaptığı gizli toplantıya kulak misafiri olurlar. Lyra gizlendiği dolapta, Toz, Kuzey’de havada asılı bir şehir ve cinayetle sonuçlanan bir keşif seferi hakkında esrarengiz hikayeler dinler. Sonra arkadaşı Roger, çocuk hırsızı Gokgoklar tarafından çalınır, tekinsiz ama güzel Mrs. Coulter onu birlikte yaşamak için Londra’ya götürür. Çingenelerin kurtardığı Lyra onlarla Kuzey’e gider, zıhrlı ayılar ile Arktik’in cadı klanlarının da dahil olduğu bir savaşa karışır.
Philip Pullman, aslında büyükleri hedef alan ama çocukların da heyecanla okuduğu üçlemesi “Altın Pusula Dizisi”nin ilk kitabında, inanılmaz bir hayal gücüne sahip birinci sınıf bir yazar olduğunu kanıtlıyor. Tüm dünyayı kasıp kavuran Altın Pusula Dizisi başlıyor.
7.Kadim Kanunlar,
Kuzey’in dondurucu soğuğundaki cephelerde sadece kanlı KANUNLARIN sözü geçiyor…
Meşhur barbar Logen Dokuzparmak, şansının sonuna geldi. Büyük bir düşmanlığın kıskacında, artık ölü bir barbar olmak üzere. Ardında kötü şarkılar ve ölü arkadaşlar dışında hiçbir şey bırakmadan…
Bencilliğin kusursuz örneği Jezal dan Luthar’ın aklında, eskrim müsabakasında bir zafer kazanmaktan daha tehlikeli bir şey yok. Ama savaş içten içe kaynıyor.
Sakat işkenceci Engizitör Glokta için, Jezal’ın, evine bir tabutta dönmesinden daha sevindirici bir şey olamaz. Gerçi o herkesten nefret ediyor.
İttifak’ın kalbinden sökülüp alınmış bir ihanet itirafı, dostluğa hiç açık kapı bırakmıyor. Son ölülerin ardından sürdüğü izler, Glokta’yı doğruca hükümetin kokuşmuş kalbine götürüyor. Tabii o izleri sürebilecek kadar yaşayabilirse…
teşekkürler