Reçine Kokulu Çocukluğum

Reçine Kokulu Çocukluğum

Reçine kokulu çocukluğum diye başlamak istedim yazıya.. Çocukluğu bir orman yakasından geçmiş insan anlar benim halimde.

Hayatımın en hoş zamanları, hayatın cilvesi ya en kıymetini bilmediğim zamanlar orman kıyısında, ağaç kokusunda geçti. Yeni kesilmiş bir çamın, o çamdan yükselen kokunun, yanarken çatırdayan reçinesinin verdiği hazzı onu kaybettiğim şu yıllarda ancak anlayabiliyorum.

Kimliğimin her yerinde farklı bir şehir yazar benim. Hikaye ise Rize’de başlar. Güzide Karadeniz şehri olan Rize hem de.. Doğasıyla, yeşiliyle, deniziyle, ağacıyla, Ayder’iyle.. Serttir Rize insanı, hatta terstir. Karadeniz’in hırçın dalgalarını içinde yaşar. Bir o kadar da şevkatlidir. Tıpkı Karadeniz gibi kucaklar.

Ardından Ardahan gelir. Pek çok bilen yoktur. Kuzeydoğu Anadolu’da, Recep İvedik’ten alıntı yaparsam Türkiye’nin uzak doğusunda, kendi halinde ufacık bir şehir. Soğuk memlekettir. Bir kere 9 ay kış olur orada. Bir Ardahanlı için hayat iki mevsimdir. Kış ve Bahar. Ne yaz gelir ne de baharın ilki ya da sonu..

İnsanları da ya bahar gibidir güzeldir, sevdirir kendini, şımartır seni ve bir anda çiçek açarsın. Sonra bir anda döktürür çiçeklerini ya da kış gibidir. Serttir, soğuktur. Dayanamaz herkes öyle derken bir kar yağar. Yumuşacık oluverir. Olur da kar kalkıverirse o zaman çamur olur ortalık. Çekilmez olur.

Ardından son olarak da İzmir gelir.Burada da hep tek mevsim vardır. Her zaman yazdır. İnsanları da hep cıvıl cıvıl, sıcak kanlıdır. Biraz terletir, bazen de boğucu olurlar ama bir soğuk su bakar icaplarına.

Reçine kokulu çocukluğum Ardahan’da geçti benim devamlı doğa ile iç içe olduğum.. Belki de çok özlemini duyduğumdandır ki çokça doğa belgeseli izlerim. Hatta yakın zamanda burada da paylaşmaya başladım. Belki bir dostun kalbine bir fısıltı olur diye.

Doğada Tek Başına “Dağ Evi Serisi” Bölüm 1

Serdar Kılıç ki bundan sonra Serdar abi diyerek devam edeceğim, hayranlık duyduğum bir insandır. Geçtiğimiz dönemde internette izlediğim bir videonun ardından bir arzuyla doğa programları ararken fark ettiğim bu Doğada Tek Başına “Dağ Evi Serisi” sonraları büyük bir eğlencem oldu.

Yaptığı ağaç ev adete çocukken kaldığım ağaç evi anımsattı bana. Aklıma birden bire o ağaç kokusu geldi. Yaşanmışlıkları anımsatan ufak ateşleyiciler işte. Ne zaman karşımıza çıkacağı belli olmuyor.

Zamanında kıymeti bilinmeyen iki göz oda aradan geçen yıllarda devasa saraylara dönüşüyor işte. Yani işin özü demem o ki Reçine Kokan Hayallerinize sahip çıkın. Hayat bugün, yarın değil 🙂

tumblr_mvosl7S0uP1swwu8bo1_500