Bu yazıda geçtiğimiz haftalarda okuduğum ve blogumda her hafta belirleyeceğim “haftanın kitabı” köşesinin ilk kitabı Seçilmiş Bedenler’den bahsetmek istiyorum. Öncelikle kitap yorumlamak, daha doğrusu kitap hakkında eleştiri yazmak çok zormuş. Anlatılacak, üzerinde durulacak onca nokta varken hem etkili hem kısa hem de kitabın heyecanını kaçırmayacak şekilde olması biraz zorlayacak gibi.
Kehanet onun gözlerinde gizliydi…
Tüm insanlığın geleceği de…
‘Yüce kişi dolunayda var olacak
Yaz dönümünden sonra
Büyük bir acıdan doğacak
Anne kabul edecek
Seçilmiş Kişi’sini
Ve bu kişi onun işaretini taşıyacak
Sonuna kadar onu koruyacak.”
…Kaderleri Bedenlerinde Saklıydı…
Üzerinde sohbet edeceğimiz kitap internette seri kitaplarla ilgili bakınırken fantastik bir seri olarak fark ettiğim 4 kitaptan oluşan bir serinin ilk kitabı. Kitap 400 sayfalık güzel mi güzel bir kitap. Ancak aynı şeyi kapağı için söyleyemem.Seçilmiş Bedenler’in orijinal versiyonu olan Chosen’da da aynı sorun mevcut.Kapak konusunda pek başarılı olamamışlar.
Yavaş yavaş kitabın içeriğinden bahsetmeye başlarsak önce ana karakterlerimiz Emma ve ufacıcık oğlu Jake ile hikayeye giriş yapıyor yazarımız kitabına. Jake bir takım hislere sahip olan özel yetenekli bir çocuk. Emma’nın sebebini anlayamadığı bir şekilde bir takım yabancı insanlar devamlı olarak Jake’in peşindeler ve onu bulmaya çalışıyorlar. Bu sebeple Emma ve Jake hayatlarını göçebe bir şekilde devam ettirmeye başlıyorlar.
“Denise Swank, okuyucularını bulunmaz bir aksiyonun içine çekerken, bağlılık ve aşk üzerine unutulmaz bir hikâyeyle buluşturuyor.”
USA Today
Kötü adamlar diye nitelendirdikleri bu adamlar yaklaştıkları zaman Jake bir takım kriz geçiriyor ve erken uyarı alarmlarının çalmaya başlanıyor. Hemen kalınan motele gidiliyor, eşyalar toplanıyor ve acilen şehir terk edilip başka bir şehire doğru yol alınmaya başlıyor. Tabi devamlı şehir değiştirmeleri sebebiyle ne düzgün evleri, ne düzgün bir işleri ne de doğru düzgün eşyaları oluyor. Varları yokları acil kaçışlarının vazgeçilmezi arabaları.
Yine bir şehirde bir serüvenin tam içerisindeyken Jake’in erken uyarı sistemi devreye giriyor ve Emma kaçma vakti geldiğini hissediyor. Fakat bu sefer çok çabuk bulunduklarını ve daha nereye kadar kaçacaklarını bilememekten yorulmuş ve yıpranmış bir durumda.
“Bu kitap sayesinde geçmişten gelen bir kehanetin günümüzdeki izlerini okuyacak ve heyecan dalgasını bir an olsun kaybetmeyeceksiniz.”
New York Times
Motele dönüp kaçacakken bir adamla tanışıyorlar. İşte bu da bizim esas oğlanımız Will. Will emekli bir asker. Aslında emekli demekten ziyade meslekten ihraç edilmiş dememiz daha doğru olur. Irak savaşı döneminde orada yaptığı bir operasyon sebebiyle başta mesleği ve ailesi olmakla beraber pek çok şeyden oluyor.
**Amerikan yapımlarında sezdiğim bir şey şu ki asker kökenli bir karakterden bahsediliyorsa ve bu kişinin acımasızlığı üzerinde durulacaksa o kişinin Irak’ta yaptıklarına dair bir ufak öykü kurgulanıyor**
Bu tanışma aslında aslında pek de tesadüfi bir tanışma değil. Yine ne idüğü belirsiz bazı insanlar Emma’yı onlara getirmesi için Will’le anlaşıyorlar. Bu konularda gayet deneyimli ve yetenekli olan Will de işi kabul ediyor. Bu tanışma sonrasında tüm kitap boyunca devamlı birlikte kaçıyorlar.
“Denise Swank, fantastik severleri yeni bir macerayla buluşturuyor. Kitabın sürükleyici dili ve baş kahramanlarının esprili cazibeleri okuyucuları bir sonraki kitap için heyecanlandıracak.”
Publishers Weekly
Serinin bu kitabı hikayeye temel oluşturması sebebiyle fantastik ögeleri minimumda tutulmuş ama heyecan, aksiyon ve gerilim bir saniye bile eksik olmayan bir kitap. Aynı zamanda ufaktan ilerleyen bir aşk da yok değil.Kitabın sonlarına doğru geldikçe işin fantastik kısmı başlıyor. O noktadan sonra zaten kitabı elinizden bırakmanız da pek mümkün olmuyor.
Son olarak kitap hakkındaki bazı yorumları paylaşarak ilk kitap yorumu yazımı sonlandırıyorum. Kitabı okuyacaklar için keyifli okumalar 🙂